Günlük Hayatımızdan Bir Toksin: Dioksinler

Dioksinler

Dioksinler C, H, O ve Cl içeren renksiz, kokusuz, suda çözünmeyen, ticari amaçla üretilmeyen, plastik maddelerin üretiminde oksijence fakir ortamda yanma sırasında istenmeden açığa çıkan toksik etkiye sahip yan ürünlerdir (Güler ve Kundakçı, 2014). Dioksinler çeşitli endüstriyel prosesler tarafından üretilebilirler, ancak kritik toksisite barındıran dioksin formları sadece yanma prosesleri ile ilişkilidir. 250°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda organik materyallerin yanması ile oluşurlar ve 800°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda hızlıca yıkımlanırlar (Davy, 2004). Dioksinler ticari amaçla üretilen bileşikler değildirler ve bilinen kullanım alanları da yoktur. Temel etki mekanizmaları ve insan sağlığı üzerinde kısa/uzun vadeli gösterdikleri zararlı etkilerin temelinde, gen işlevlerinin bloke edilmesi veya benzer şekilde kanserde olduğu gibi, anormal yanıtların süreklilik kazanması yatmaktadır (Hişmioğulları vd., 2012). Gıdalarda da dioksinler temel tehlikelerdendir.

Dioksinler, nitelikleri ve toksisiteleri birbirleriyle ilişkili olan geniş bir gruba (dioksin ve furan) verilen ortak bir isimdir.

Dioksin ve furanlar, suda iyi çözünmediğinde ve lipofilik (yağda çözünür) karaktere sahip olduğundan ötürü kan dolaşımında kısa süreli olarak bulunur. Esasen karaciğerdeki proteinlere sıkıca bağlanması nedeniyle dioksin, yağ doku ve karaciğerde birikerek, yıllarca parçalanmadan kalabilir. Dioksinler ve benzeri kimyasalların parçalanma ve yıkım süreci, hem insan, hem de hayvanlarda oldukça yavaş gerçekleşir. Bu durumda, çok düşük dozlarda ve sürekli alınan dioksin, kolayca ve sakıncalı boyutlarda vücutta birikebilir.

Genellikle yağlı gıdalar yolu ile (kırmızı et, balık, yumurta, tam yağlı süt, tereyağı, vb.) kontamine olan dioksinlerin yarılanma ömürlerinin (azalmakta olan bir maddenin baştaki miktarın yarısına düşmesi için gereken zaman) insanlarda 7-8 yıl, sığırda 16.5 hafta, farelerde 12-30 gün arasında değiştiği bilinmektedir (Keserci ve Çokarar, 2000).

gıdalarda dioksinler
Şekil 1. Dioksinler ve kaynakları

Dioksinlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri

İnsanların yüksek seviyeli dioksine kısa süreli maruz kalması (akut toksisite), değişmiş karaciğer fonksiyonu ve klorakne ile ciltte yamalı koyulaşma gibi cilt lezyonlarına neden olabilir. Uzun süreli maruz kalma, bağışıklık sisteminin, gelişmekte olan sinir sisteminin, endokrin sistemin ve üreme fonksiyonlarının bozulmasıyla bağlantılıdır (WHO, 2016).

Çevre Koruma Ajansı (EPA) hayvan deneylerinden yola çıkarak insan vücuduna zararlı olabilecek en düşük dioksin miktarının 14 ng/kg olduğunu belirtmiştir. Bu miktarın artışı kansere yakalanma riskinin de artması potansiyelini beraberinde getirmektedir.

Birçok toksikolojik ve epidemiyolojik çalışma dioksinin yumuşak doku sarkomasına, Hoşkin hastalıklarına, Hoşkin olmayan lenfomaya, mide ve karaciğer kanseri ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Ateşşahin, 2019). Artan veriler ayrıca dioksinin karaciğer, yumurtalık ve akciğerde tümör gelişimini desteklediğini göstermiştir (Yang vd., 2019). Dioksinlerin endokrin bozucu kimyasallar olduğu ve meme kanseri gibi hormona bağlı kanserlerde endokrin yolaklarını bozarak artışa neden olduğu düşünülmektedir (Danjou vd., 2015). Yanı sıra dioksinlerin sperm sayısını azalttığı spermatogenezi durdurduğu ve infertiliteye yol açtığı da ortaya konulmuştur (Galimova vd., 2015; Pilsner vd., 2017).

Hassas Gruplar

Gelişmekte olan fetüs, dioksin maruziyetine en duyarlıdır. Hızla gelişen organ sistemlerine sahip yenidoğanlar da belirli etkenlere karşı daha savunmasız olabilir. Bazı insanlar veya insan grupları, diyetleri (belirli bölgelerdeki yüksek balık tüketicileri) veya meslekleri (selüloz ve kağıt endüstrisindeki işçiler, yakma tesislerinde veya tehlikeli atık sahalarında çalışanlar, vb.) nedeniyle daha yüksek dioksin seviyeleriyle karşı karşıya kalabilirler. Obez ve vücut yağ miktarı fazla olan kişiler az olanlara kıyasla dioksinin daha çok birikmesi tehlikesi altında bulunurlar.

Gıdalarda Dioksinler

Yukarıda bahsedildiği üzere insanlar dioksinlere %90’dan fazla oranda hayvan yağları ihtiva eden gıdaları tüketmek yoluyla maruz kalmaktadırlar (Baytok ve Bingöl, 2013). Bu kapsamda yapılan bazı araştırmalar aşağıda derlenmektedir:

  • Kocaeli yöresinde yapılan bir çalışmada atık yakma tesisi çevresinde beslenen hayvanların yumurta ve sütlerinde oldukça yüksek oranlarda dioksin tespit edilmiştir (Aslan vd., 2007)
  • Laktasyon (emzirme) süresince, anne sütünün yağında bulunan dioksin, anneden bebeğe geçmekte, hatta yeni doğan vücutlarında, annelerinden daha yüksek derişimlerde dioksine rastlanılabilmektedir (Ulaszewska vd., 2011).
  • Suya geçen dioksinler de bu açıdan büyük önem taşımaktadırlar. Dioksinler su ortamındaki besin zincirine geçer ve bu balıkların tüketilmesiyle de insanlara aktarılır. Suda bulunan dioksinlerin en önemli kaynağı kağıt endüstrisindeki atık sulardır (Ulaszewska vd., 2011). Balıklar memelilere göre dioksini daha yavaş metabolize ederler. Bu nedenle tatlı su balıkları başta olmak üzere deniz ürünlerinde fazla oranda dioksin birikimi ile karşılaşılmaktadır (Baytok ve Bingöl, 2013).
  • Yumurtalardaki dioksin seviyeleri dönemsel ve çevresel pek çok değişkene bağlıdır. Tavukların yetiştirildiği ortam, dioksin konsantrasyonunun üzerinde önemli düzeyde belirleyici bir etkiye sahiptir. Genel anlamda ticari amaçla üretilen canlıların yumurtalarındaki seviyelerin, serbest olarak beslenen canlılardaki dioksin seviyelerinden daha düşük olduğu söylenebilir (Overmeire vd., 2009,gıdalarda dioksinler).
  • Atmosferik birikim yoluyla bölgesel dioksin kontaminasyonlarının belirlenmesinde süt ve günlük süt ürünleri önemli bir belirteçtir ve bulaşma seviyeleri büyük oranda yağ içeriklerine bağlıdır (Srogi, 2008). Özellikle sanayileşen alanlarda ve yaz aylarında dışarıda otlatılarak beslenen hayvanlardan elde edilen sütler ve bu sütlerden elde edilen süt ürünlerindeki dioksin düzeyleri zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşabilmektedir.
Şekil 2. Dioksinler ve biyolojik silah olarak kullanımları ile Viktor Yuşçenko örneği

Özetle;

  • Dioksinler dünyanın her yerinde doğada bulunurlar ve başta hayvanların yağ dokusu olmak üzere besin zincirinde dolaşıma katılırlar.
  • İnsan maruziyetinin %90’ından fazlası gıda, özellikle et ve süt ürünleri, balık ve kabuklu deniz ürünleri yoluyla olmaktadır. 
  • Dioksinler oldukça toksiktir ve üreme ve gelişim sorunlarına neden olabilir, bağışıklık sistemine zarar verebilir, hormonları etkileyebilir ve ayrıca kansere neden olabilir.
  • Dioksinlerin her yerde bulunması ve yüksek toksik potansiyelleri nedeniyle, mevcut arka plan maruziyetini azaltmak için çaba gösterilmesi gerekmektedir.
  • İnsan maruziyetinin önlenmesi veya azaltılması en iyi şekilde kaynağa yönelik önlemlerle, yani dioksin oluşumunu azaltmak için endüstriyel süreçlerin sıkı kontrolüyle yapılır. Yönetmelikler ve denetimler doğrultusunda fabrika baca filtrasyon sistemlerinin takibi ve kontrolü bu kapsamda doğru bir örnektir.

Kaynakça

Ateşşahin, D. A. Dioksinler; Kaynakları, Gıdalara Geçiş Yolları ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri. (2019). Ecological Life Sciences14(4), 58-65.

Baytok, E., Bingöl, N. T. (2013). Gıdalarımızla Soframıza ve Hayatımıza Giren Toksin: Dioksin. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi24(1), 45-49.

Güler, Ü. A. (2014). Dioksin ve benzeri bileşiklerin insan ve çevre sağlığına etkileri. Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi4(1), 71-75.

Hişmioğulları, Ş. E., Hişmioğulları, A. A., Aşkar, T. K. (2012). Dioksin ve dioksin benzeri kimyasalların toksik etkileri. Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi1(1), 23-27.

https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/dioxins-and-their-effects-on-human-health#:~:text=Short%2Dterm%20exposure%20of%20humans,endocrine%20system%20and%20reproductive%20functions (Erişim tarihi: 25.01.2023)gıdalarda dioksinler

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA korumasındadır. Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.