Dağ Kekiği (Zahter)

dağ kekiği (zahter)

Ballıbabagiller (Lamiaceae=Labiatae) familyası dünya genelinde kültürü yapılan, Türkiye ve Akdeniz Bölgesinde doğal olarak yetişen ve birçok yemekte baharat veya tatlandırıcı olarak kullanılan tıbbi ve aromatik türleri içermektedir (Başer, 1993).Ballıbabagiller familyasında Origanum (Mercanköşk), Thymbra (Karabaşkekiği), Thymus (Kekik), Coridothymus (Beyaz kekik) ve Saturaje (Baklaotu) (Arslan ve ark., 2002) cinslerine ait türler benzer kokularından dolayı ayrım yapılmaksızın ülkemizde kekik olarak adlandırılmaktadır (Başer ve ark., 1993; Oflaz ve ark., 2004). Dünya genelinde yapılan çalışmalarda tespit edilen 41 kekik türüne ait 52 taksonun 23 türe ait 32 taksonu ülkemizde doğal olarak yetişmektedir (Ietswaart, 1980; Davis ve ark., 1988; Kitiki, 1997; Başer ve ark., 1993; Oflaz ve ark., 2004). Yazımızda dağ kekiği(zahter) faydaları ve kullanım alanlarına yer verilmiştir.

Türkiye, Şili, Peru, Meksika, Yunanistan, İsrail, Arnavutluk, Endonezya ve Mısır dünyada en önemli dağ kekiği (zahter) üreticisi ülkelerdir (Goleniowski ve ark., 2003). Türkiye, dünya kekik ticaretinin yaklaşık %70’ini elinde bulundurmaktadır. Kekik, A.B.D. başta olmak üzere Almanya, Belçika, Hollanda gibi AB ülkelerinin yanı sıra Kanada, Japonya gibi ülkelere de ihraç edilmektedir. Dağ kekiği(zahter) üretiminin yaklaşık 2 bin tonu (baharat ve çay olarak ve uçucu yağ üretiminde) iç piyasada tüketilmekte, kalan kısmı ise ihraç edilmektedir. Türkiye 2002 yılında 8.290 ton yaptığı kekik ihracatından 13.9 milyon dolar gelir elde etmişken, 2013 yılında bu değer 14.813 ton karşılığında 56.3 milyon dolara kadar yükselmiştir (Anonim, 2012; Kırıcı, 2015).Bu artışta ülkemizde özellikle de Denizli yöresinde dağ kekiği(zahter,Origanum onites L.) tarımının yaygınlaşmasının büyük payı vardır. Geçmiş yıllarda ihraç edilen kekiğin büyük bir kısmı doğadan toplanmakta idi, ancak fiyatların tatmin edici olmaması, göç vb. nedenlerle kekik toplayıcısı sayısının azalması sonucu standart ve sürekli ürün elde edilmesi engellenmiştir. Sürdürülebilir bir üretim ve ihracat için yapılan girişimler sonucu kekiğin kültüre alınmasının yolu açılmıştır.

Ülkemizin dünyada kazandığı pazarın kaybedilmemesi için elde edilen ürünlerin hastalıklardan ari, temiz, homojen ve standart özelliklerde uçucu yağ ve bileşenlerini ihtiva etmesi gerekmektedir.Bir çok tıbbi ve aromatik bitki türleri tohumla ve vejetatif olarak üretilebilmektedir. Fakat tohumla üretimde bitkiler genetik olarak açılma gösterdiğinden genellikle çelikle üretim tercih edilmektedir. Eşeysiz bir üreme şekli olan vejetatif üretim, Dicle ve Fırat nehirleri etrafında taşkın kontrolünü sağlamak ve buralarda toprak tuzlaşmasını önlemek amacıyla klonal olarak üretilen kavak ve söğüt ağaçlarıyla bu nehirlerin kenarlarında ağaçlandırma yapmış olan Mezopotamya sakinleri tarafından ilk olarak kullanılmıştır.

Dağ Kekiği(zahter) Genel Özellikleri

Dağ kekiği türü 90 cm’ye kadar boylanabilen tüylü yapraklara sahip otsu-çalı formlu çok yıllık bir bitkidir. Dallar 10 cm uzunluktadır ve gövde başına 10 çift kadar bulunurlar. Yapraklar saplı veya sapsız (yaprak sapı 8 mm kadar), oval 5- 35×4-23 mm, dar veya geniş açılı, tek parça veya seyrek olarak küçük dişlidir (Ietswaart, 1980; Davis, 1982; Davis ve ark., 1988). Doğu Akdeniz Bölgesinde Güney Anadoluda Toros dağları, Hatay, Amanos dağları, Kıbrıs ve Lübnan’da kalkerli kayalık ve yamaçlarda, genellikle kısmi gölgeli yerlerde ve 200- 2700 m. rakımlarda yayılış gösterirler.

Origanum syriacum var. bevanii türü yaygın olarak Dağ kekiği, Suriye kekiği ve İsrail kekiği olarak adlandırılmakla birlikte (Başer, 2001), Gülbaba ve Özkurt (2006) Origanum türlerine ülkemizde halk arasında çeşitli isimler verildiğini, bunlardan Origanum syriacum’a Tarsus kekiği, Origanum vulgare’ye Çorba kekiği ve Kara kekik, Origanum majarona’ya ise Beyaz kekik ve Yağ kekiği denildiğini bildirmişlerdir.

Uygun iklim koşullarında Dağ kekiğinin yaşam süresi yaklaşık 3-4 yıldır. Doğu Akdeniz koşullarında büyüme periyodu Mart ayında başlar ve Kasım ayında sona erer. Haziran ayında çiçeklenmeye başlar ve birinci hasadı Haziran ayında yapılır. Haziran biçimini takiben ikinci ve üçüncü hasat için bitki yeniden vejetatif büyüme olanağına sahiptir. Dağ kekiği(zahter), yaprak üretimi için çiçeklenmeye başladığı dönemde veya uçucu yağ üretimi için de tamamen çiçeklendiği dönemde hasat edilirler (Özgüven ve ark., 2006).

Yıldız ve Gücel (2006), Kuzey Kıbrıs florasından topladıkları Dağ kekiği bitkilerinde yaptıkları kromozom sayımlarında bitkinin 2n=30 kromozomlu bir bitki olduğunu saptamışlardır.

Dağ Kekiği (zahter) Kullanım Alanları ve Faydaları

Anadolu’da çok eski tarihlerden beri bilinmekte olan dağ kekiği(zahter) türleri, genellikle baharat ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Yazılı kayıtlar bu bitkinin Anadolu’da M.Ö. 7. yüzyıldan beri kullanıldığını göstermektedir (Kitiki, 1997). Dağ kekiği(zahter) günümüzde gıda, eczacılık, kozmetik ve alkollü içki (likör) sanayinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Gaz giderici, hazmı kolaylaştırıcı, balgam ve idrar söktürücü, ishal kesici, terletici ve kadınlarda adet söktürücü özelliklere sahip olup, uçucu yağı kronik romatizma, kas kasılmalarında, diş ve kulak ağrısı, öksürük ve bronşit tedavisinde kullanılan ilaçlarda hammadde oluşturmaktadır (Baytop, 1983; Deans ve ark., 1992; Kumari ve Saradhi, 1992). Bitkinin uçucu yağının içerdiği yüksek miktardaki fenol nedeni ile antibakteriyal, antispazmodik ve antiseptik etkileri bilinmektedir (Başer ve ark., 1993).

Dağ Kekiği (zahter) Glutensiz midir?

Dağ kekiği(zahter) glutensiz bir bitkidir. Ancak Osmanlı ekmeği gibi zengin bileşenli mamullerde, üzüm çekirdeği unu gibi bulunabileceğinden yemeden önce etiket kontrolü yapmakta fayda vardır.

Dağ Kekiği Çeşitleri Nelerdir?

İsrail kekiği, Suriye kekiği, Tarsus kekiği, Çorba kekiği, Kara kekik, Beyaz kekik, Yağ kekiği, İzmir kekiği, sütçüler kekiği, yayla kekiği.

Kekikte İstenen Kalite Özellikleri

Uçucu yağ miktarını drog herbada muhafaza edebilmek çoğu tıbbi ve aromatik bitkide olduğu gibi kekikte de en önemli kalite kriterlerinden birisidir. Türk Standartları Enstitüsü Kurumunun (TSE) TS 3786 nolu kekik standardına göre kekiğin içerisinde gözle görülür böcek ya da böcek parçacıkları bulunmamalı, yabancı madde miktarı ağırlıkça % 2’yi, sap parçaları ve kekik tohumu ise % 10’u geçmemelidir. Uçucu yağ oranı ise % 1’den az olmamalıdır. Rutubet en çok % 12, kül miktarı da % 14’ü geçmemelidir. Bahsedilen kalite özellikleri yanında kekik uçucu yağının yüksek karvakrol içermesi, kuru kekiğin canlı yeşil renkte olması da istenebilmektedir (Sarı ve Oğuz, 2002). Amerikan Baharat Ticaret Örgütü (ASTA) standartlarına göre ise kekik içerisinde, yabancı maddeler ağırlık
olarak % 1’i geçmemelidir. Ayrıca uçucu yağın oranı da % 3’ün altında olmamalıdır. Günümüze kadar belli bazı tağşiş uygulamaları GC/MS teknikleriyle tespit edilebilirken, son yıllarda GC-IRMS ve SNIF-NMR gibi ileri teknolojiler kullanılmaktadır. “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin” CITES Sözleşmesi’nden sonra, bitki toplayarak doğal floraya zarar vermenin önüne geçmek ve bitkinin devamlılığını sağlamak gayesiyle ihraç edilecek bitkilerin ihracat ve ithalatında “kültürden elde edilmiştir” ibaresi istenmektedir. Son yıllarda diğer bitkilerde olduğu gibi kekikte de iyi tarım uygulamaları ve organik tarım kapsamında üretilen kekiğe talep daha fazla olmaktadır.

Türkiye’nin Kekik Uçucu Yağ İhracat-İthalatı

Dünya uçucu yağ üretiminin % 63’ü koku ve tat, % 34’ü alkolsüz içkiler ve % 3’ü ise ilaç endüstrileri tarafından kullanılmaktadır (Başer 1997). Kekik yağı yurtdışında, dezenfektan olarak, soslarda ve bazı ilaçların içeriğinde aroma düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Türkiye’nin 2005 yılında 11 milyon dolar seviyelerinde olan uçucu yağ ihracatı, % 117’lik artışla 2014 yılında 32 milyon 263 bin dolara ulaşmıştır. Türkiye kekik uçucu yağ ihracatı 2014 yılında 30.69 ton ile 3.128.775 dolar, aynı yıl ithalat değerimiz ise 28.810 dolar olarak gerçekleşmiştir.

Kekiğin Boyacılıkta Kullanım Olanakları

Kanserojen etkisinden ve parçalanabilirliğinin düşük olması gibi özelliklerinden dolayı sentetik boyalar hem insan sağlığı hem de çevre için son derece ciddi sorunlar oluşturmaktadırlar (Bahl ve Gupta, 1988; Hartl ve Vogi; 2003). Bu nedenle zararsız ve çevre ile dost bitkisel boyalar yaşamın her alanında ön plana çıkmıştır. Thymus türlerinden sarı, kahverengi, yeşil-gri renkler elde edilmektedir. Bir kısım kekik peyzaj bitkisi olarak park-bahçe ve çevre düzenlemesinde kullanılır. Kurutulmuş çiçekleri aranjman yapımında kullanılır.

Kekiğin Ayrıca Kullanım Alanları ve Yararları

Baharat ve bitkisel çay olarak kullanılarak rahatlatıcı etki vermektedir. Izgaralar ve et yemeklerine çeşni vermek ve dolayısıyla sindirimi kolaylaştırmak amacıyla kullanımları oldukça yaygındır.

Baharat olarak (özellikle Origanum onites L., Origanum sipyleum L., Thymus spp., Satureja spp., Thymbra spicata L. ve Coridothymus capitatus (L.) Reichb. türleri) salata, çorba, et, tavuk, sebze yemeklerinde, turşu soslarda ve sosislerde; alkolsüz içeceklerde ve likörde (özellikle Majorana hortensis Moench., Origanum onites L. ve Thymus vulgaris L. ) ve Van otlu ve diğer peynirlerin yapımında (özellikle Thymus serpyllum L.) kullanılmaktadır (Işık ve ark., 1995).

Gıdaların raf ömürlerinin uzatılmasında antimikrobiyal-antioksidan amaçlı kullanılmaktadır.Kekiğin başlıca kullanım alanları ve bronşlar, bağırsaklar, sindirim sistemi, mide ve akciğer (verem, astım, bronşit) hastalıklarıdır. Tıpta ve eczacılıkta; idrar arttırıcı, balgam söktürücü, kansızlık, rahatlatıcı, kan devrini düzenleyici, sinir sisteminde, solunum yollarını steril etmede, diş ağrılarında ve nefes kokmasında, iştah açmada, hazım zorluğunda, bağırsaklardaki kokuşma, gazda ve iltihabı gidermede, ishallerde, soğuk algınlığında, romatizmada ve gut hastalığında kullanılmaktadır. Bedeni kuvvetlendirir, kalp çarpıntısını keser, kandaki şeker miktarını azaltır. Kekik banyosu güçsüz, zayıf ve solgun çocukların (özellikle raşitizmde), kekik çayı ergenlik sivilcelerinin, kekik tentürü ise organ titrekliklerinin tedavisinde kullanılmaktadır (İlisulu, 1992). Kekik uçucu yağı duyarlı deride yanma hissine neden olurken, açık yaraya sürülmesi durumunda acı duyulmamaktadır. Gargara, öksürük şurupları, pastil ve mantar ilaçlarının bileşiminde yer almaktadır. Ayrıca banyo köpüklerinin yapımında kullanılmaktadır. Kekik çayı ve uygun miktarlarda kullanılan baharatının insan bünyesine hiçbir zararlı etkisi bulunmamakla birlikte kekik yağı tiroid bezini fazla çalıştırmasından dolayı dikkatli ve az kullanılmalıdır. Thymus vulgaris L. uykusuzluk, migren, anjin, nezle, dolaşım sistemi bozukluğu, sinir sistemi zayıflığı ve baş dönmeleri tedavisinde kullanılmaktadır.

Ayrıca organik tarımda yabancı ot kontrolü için de kullanılmaktadır.

Kekik Uçucu Yağı ve Bileşenleri

Bitkinin kurutulmuş çiçek, yaprak gibi kısımlarının distilasyon yöntemiyle % 2 -8 arasında elde edilen kekik uçucu yağı; yara, morluk ve yanık tedavisinde kullanıldığı gibi, baş ağrısı, gut, romatizma ve gut hastalığına karşıda etkilidir. Aynı zamanda, antiseptik, antifungal özelliğinden dolayı o bölgede bakteri ve mantar oluşmasını önler. Dâhilen safra arttırıcı, kurt düşürücü olarak kullanılır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA korumasındadır. Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.